Geçen hafta Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa ve Türkiye’nin iklim krizinden en çok etkilenecek coğrafyalardan biri olması nedeniyle muhtemel bir krize karşı İklim Değişikliği İşbirliği Deklarasyonu hazırladı. Bursa Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere kentteki tüm kurum ve kuruluşlar, iklim değişikliğine karşı mücadele etme deklarasyonuna imza atıyorlar. Eğer aralarında yoklarsa, Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi rektörlerinin de bu deklarasyonu imzalamaları uygun olacaktır, kanısındayım.
Bursa’da iklim değişikliği ile mücadelede örnek adımlar atmaya başlayan Büyükşehir Belediyesi, bu imza ile de mücadeleyi toplumun geneline yaymak için düğmeye basmış oluyor. Başkan Alinur Aktaş, ‘’Bursa’da İklim Değişikliği İşbirliği Deklarasyonuyla kentimizdeki tüm kurum ve kuruluşların iklim değişikliğine karşı mücadelede kararlı olduklarına yönelik niyet beyanında bulunmalarını hedefledik. İmzalanan deklarasyon metni ile Bursa’daki tüm kamu kurum ve kuruluş temsilcileri, iklim değişikliğine karşı çözümün bir parçası olacaklarını beyan etmiş oldular. Mazeretimiz yok, bu şehir hepimizin. Normal şartlarda hepimiz hayatımızı bu şehirde tamamlayacağız. Bu nedenle, sağlıklı gelecek için herkesin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor’’ dedi.
Bursa Valisi Yakup Canpolat da, Türkiye’nin küresel iklim değişikliğinin potansiyel etkileri açısından risk grubu ülkeler arasında yer aldığını vurguladı ve sözlerini, ‘’Sürdürülebilirlikten söz ediyorsak, karar vericiler olarak gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehlikeye sokmadan bugünkü nesillerin ihtiyaçlarını karşılamak zorundayız. Bunun için de her alandaki kalkınmanın çevreyi tahrip etmeden, en az zarar vererek gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu ise ancak toplumsal bilinçle mümkündür. Bursa İklim Değişikliği ile Mücadele Deklarasyonunun model mücadele örneği teşkil etmesini temenni ediyorum’’ diyerek tamamladı.
Bu deklarasyonu okuyunca ben de 2x2’nin daima 4 olduğu mühendislik mesleği kafasıyla, başta Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Valimiz olmak üzere, deklarasyona imza atan herkese sesleniyorum, gelin attığınız imzayı örnek olacak bir eyleme sokalım ki güç kazansın, şöyle ki;
Sabahları ve OSB’deki mesai bitim saatlerinde Mudanya yolundaki trafik sıkışıklığını hepimiz yaşıyoruz, tabii o yoğun trafiğin salgıladığı, bizim sağlığımıza zarar vermesinin ötesinde, İklim Değişikliğinin önde gelen tetikleyicilerinden biri olan karbon salınımlarını hiç düşünmeden, sadece işe geç kalma endişesi ile ağır ağır yolumuza devam ediyoruz.
Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız, Sayın Bursa OSB yöneticilerimiz, OSB’deki fabrika sahiplerimiz, çalışanlarımız ve sendika yöneticilerimiz, hepinize sesleniyorum;
Gelin sabahları ve mesai değişimlerinde servis araçlarını kullanmayın, onlar sizi BursaRay OSB ve Emek istasyonlarında beklesinler, siz işinize gelip gitmeyi BursaRay ile yapın. Burulaş, BursaRay’a dik çalışan otobüs besleme hatlarını tamamlasın ve BursaRay sefer aralarını, OSB vardiya saatlerine göre sıklaştırsın. Servisler sizi bu iki istasyondan alsınlar ve OSB içindeki fabrikalarınıza bıraksınlar, vardiya bitiminde de bu iki BursaRay istasyonuna. Aynı uygulama Uludağ Üniversitesi ve Bursa Teknik Üniversitesi öğrencileri için de yapılabilir.
Bu örnek işler hale sokulduktan sonra, elde edilen deneyimi diğer OSB’lere de aktararak, hem Bursa’daki ulaşımın İklim Değişikliğine etkisini azaltmış, hem de Bursa’nın ulaşım sorununu hafifletmiş oluruz.
Bu arada yönetici ve iş sahiplerine de yaşadığım bir deneyimi örnek olarak sunuyorum. Güney Kaliforniya’da yaşayan, lise ve İTÜ’de beraber okuduğum sınıf arkadaşımı bir ziyaretimde komşusu dört iş adamıyla tanışmıştım, dördü de hali vakti yerinde insanlardı.
Sohbet sırasında işlerine geliş gidiş tarzlarını anlattılar, her hafta birinin arabasına binerek işlerine gidip geliyorlarmış, yani dört araba yerine bir araba yola çıkıyormuş.
Aslında bu sohbeti yaptığımız yıllarda, onların yaşadığı bölgede ne trafik sıkışıklığı vardı, ne de İklim Değişikliği konuşuluyordu, ama hali vakti yerinde insanlar olmalarına rağmen, yine de tasarruf ön planda idi. Ama şimdi bu uygulama her iki alanda da anlam kazandı.
Evet, OSB’deki yönetici ve iş sahiplerimiz, üniversitelerimizin rektörleri ve eğitim görevlileri, sizler de böyle bir uygulamaya girebilirsiniz, artık nedeniniz de açık, İklim Değişikliğine daha az etkili olmak ve de Alinur Aktaş’ın başlattığı bu mücadeleye güç vermek…
Sevgili okurlarımın ve ailelerinin yeni yılını kutluyorum, sağlıklı, huzurlu bir yeni yılınız olmasını diliyorum.