Bu dünyadan gazeteci Tahsin olarak göçüp gitmek istiyorum

İnanılmaz tekliflere rağmen gazeteciliğin dışında bir işe girmediğini belirten Ekohaber Gazetesi İmtiyaz Sahibi Tahsin Ardıç, "Bursa 33 yıldır beni gazeteci Tahsin olarak biliyor. Dünyadan da böyle göçüp gitmek istiyorum. Benimkisi bir aşk. Sadece aşk. Ben bu aşkımı yaşıyorum dedi.


RÖPORTAJ: HASAN ALİ ÇAVUŞ
FOTOĞRAF: EVREN ÖZTÜRK
Meslekte 33 yılı geride bırakan ve en yakın arkadaşlarının batarsın uyarılarına rağmen Bursaya EKOhaberi kazandıran Tahsin Ardıç, meslek yaşamını, tecrübelerini ve EKOhaberdeki köklü değişimi İŞte OLAYa anlattı.
- Kısaca özgeçmişinizi anlatır mısınız?
1956 yılında Orhanelide doğdum. Küçük yaştayken Bursaya geldik. Ekonomik sıkıntı içiresindeki bir ailede yetiştim. Bu nedenle hem çalıştım hem de gece okullarına gittim. 1976da Bursanın Sesi Gazetesinde mesleğe başladım. 3 yıl orada yetiştim. 1980 yılında Doğru Hakimiyet Gazetesine geçtim. Burada bir süre çalıştıktan sonra Yılmaz İşelden teklif aldım. Yılmaz Abi, o dönemde Türk Haberler Ajansının başındaydı. Bana Doğru Hakimiyetten aldığım ücretin iki katını teklif etti. Ben de kabul ettim. Birlikte önemli haberlere imza attık. 1982 yılında Türk Haberler Ajansının bölge müdürlüğü için Trabzona gittim. Orada 2,5 yıl kaldıktan sonra Nezih Demirkentten Dünya Gazetesi Bursa Temsilciliği teklifi geldi, kabul ettim. 12 yıl bu görevi sürdürdükten sonra 1994 yılında emekli oldum.
- Dünya Gazetesinde Nezih Demirkentin önderliğinde, önemli isimlerle bir arada çalışmanız büyük bir şanstı sanıyorum sizin için?
Vahap Munyar, Enis Berberoğlu, Mustafa Mutlu, Yavuz Semerci gibi başarılı isimlerle çalıştım. En büyük şansım da Nezih Demirkent gibi bu işin üstadı, parayla haberi birleştirebilen biriyle 13,5 yıl çalışmış olmam. Gazeteler sonuçta ticari kuruluşlar. Ayakta kalabilmeleri için reklam gelirlerine ihtiyaç var.
- Parayla haberi birleştirmek cümlesini biraz açalım isterseniz?
Parayla haberin birleşmesi haberi parayla satmak anlamına gelmiyor. Reklam verenin de haber desteğine ihtiyacı var. Bunları göz önünde bulundurmak haberle parayı buluşturmak anlamına geliyor.
- Peki EKOhaber nasıl doğdu?
Dünya Grubunda çalışırken çok fazla ekonomi haber yapıyorduk. Ama bu haberlerin çoğuna yer verilmiyordu. Bu noktada Bursada yerel ekonomi gazetesine ihtiyaç olduğunu fark ettim. Bursa iş dünyasının arasındaki iletişimi, koordinasyonu sağlayacak yerel ekonomi gazetesine ihtiyaç olduğunu gördüm. Fikir oradan çıktı. 1992 yılında EKOhaber projesini ilk kez kafamdan geçirdim. Projeyi, ilk kez Ahmet Emin Yılmaz ve Nuri Kolaylıyla bir yemekte paylaştım. Onlar bana, Batarsın, bu kadar kuvvetli bir medyanın olduğu bir kentte senin yaşama şansın yok dediler. Sohbet ekonomi gazetesini kim alır, kim okura geldi. Sonra Ali Ceylan Hocayla (Prof. Dr. Ali Ceylan) kafamdaki projeyi konuştum. Gazetenin formatının bol resimli, göze hoş gelen yapıda olması gerektiğine karar verdik. 1992de EKOhaberin logosunu belirledim ve 4 yıl sonra yayına verdim. Ama bu 4 yıllık süreçte dünyanın birçok ülkesinden 400e yakın gazeteyi inceledim. Kağıt, ebat, mizanpaj, karakter... Tüm bu örnekleri biraraya getirip EKOhaberin formatını meydana getirdim. Teknik olarak Türkiyede uygulanabilir bir kağıt olması lazımdı. O da bir ilkti. Hep ilkleri başardık ve 2 Nisan 1996da gazetemizin ilk sayısı okurla buluştu. Süreç içerisinde Türk basınında örnek olduk. İstanbul gazetelerinde ekonomi basınında çok arkadaşım var. EKOhaberi örnek alıyorlar. Gelinen süreçte kendimizi sürekli yeniliyoruz. Mizanpajımızla, logomuzla oynuyoruz...
ÇOK FARKLI BİR EKOhaber GELİYOR
- Bu anlamda önemli bir değişikliğe imza atıyorsunuz. Başta logo olmak üzere büyük bir değişimle yepyeni bir EKOhaberi okurla buluşturacaksınız. Neler söylemek istersiniz?
Logomuzun çok eskidiğini ve yüz olarak yıprandığımızı hissettik. Konular itibariyle de köklü bir değişikliğe gitmeye karar verdik. 6 Nisan tarihinden itibaren Bursalı çok farklı bir EKOhaber görecek. Hem konular açısından hem de yönetim açısından... Yazı İşleri Müdürümüz değişti. Röportajlar başlıyor. Şirketlerin yıldızları CEOlar diye bir yazı dizisinin startını veriyoruz. Yine, Şirketlerin beyni Ar-Ge diye bir başka yayın dizisi geliyor. Mizanpaj değişti, kısacası 6 Nisanda EKOhaber yeni yüzüyle okurun karşısında olacak.
- Bir aile şirketi olarak sanıyorum ikinci kuşağa hazırlık yapıyorsunuz?
Evet ikinci kuşağa hazırlık yaptım. Tarlayı sürüyorum, tohumu ekiyorum, onlara teslim ediyorum. Bir iki yıl sonra onlar hasadı alacak.
- Teknolojik anlamda da sürekli yenilik peşindesiniz. Bu konuda Bursada önemli ilklere imza atmıştınız...
Türkiyede digital fotoğraf makinesini kullanan ilk gazeteyiz. Yine Türkiyede ilk kez PC sistemi üzerinden gazete çıkaran kuruluş olduk. Bu sisteme 4-5 yıl önce başladık. Teknolojiye çok açığız.
- Aslında medyada değişimin zor olduğu söylenir ama siz bu konuda rahat hareket ediyorsunuz galiba?
Doğru, radikal değişimler, hele medyada zor değişimler. Okur ne kadar kabullenecek onu da ölçmek gerekiyor. 2007 yılında bir uygulama yaptık. Dubai gazetelerinde görmüştüm. Kuşeye benzer, Habertürkün kullandığı tarzda kağıt kullanmaya başladık. Bu kağıdı hem kapakta hem de iç sayfada kullanmaya başladık. Bizim okurumuzun büyük bölümü 40 yaş üstü. Yazı parlıyor, okunmuyor diye tepki gösterdiler. Biz de geri adım attık. Medyada birçok şeyi birden değiştirmek zordur. Bu defaki de radikal bir karar ama, kabul göreceğini inanıyorum. Sayfaları hazırlatalı iki ay oldu. İki aydan beri arabamda taşıyorum. Gittiğim işadamı arkadaşlarıma, dostlarıma gösteriyorum. Görüşlerini alıyorum. Çok sevecen ve Amerikanvari bir gazete olacağını düşünüyorum. İki ay sonra da reaksiyonları ölçmek amacıyla anket yapacağız. Gerekirse geri dönüş de yaparız... Geçen yıl BUSİAD tarafından Özel Başarı Ödülüne layık görüldüm. İlk kez verilen bu ödülün ilk sahibiyim. Bu basında da bir ilk. Bugünkü değişimin temelini de o ödülle atmaya karar verdim.
REKABET BENİ DİRİ TUTUYOR
- Bursada yeni ekonomi gazeteleri yayınlanmaya başladı. Kısacası bu alanda rekabet arttı. Neler söylemek istersiniz?
Bursa medyasında taşlar yerine oturmuş. OLAY Gazetesinin belli bir tirajı var, aşağı çekmeniz mümkün değil. Bazı gazetelerin de tirajını yukarı çekmeniz mümkün değil. EKOhaberin de yıllardır belli bir okur kitlesi var. Değiştirmeniz mümkün değil. Bize sürekli rakip çıkıyor. Ama sadece ömrümüzü artırıyorlar. Bizi diri tutuyorlar. En azından beni diri tutuyorlar. Kendimi sürekli yenilemem gerektiğini görüyorum. Okurumuza daha iyi hizmet vermek için biz de kendimizi sürekli diri tutuyoruz. Zaman zaman gayrimeşru ortamda da rekabet yapılıyor. Ancak ben rekabeti meşru ortamda seviyorum.
BENİMKİSİ SADECE BİR AŞK
- Farklı teklifler geliyor mu?
Yıllardır sürekli iş teklifleri alıyorum; şu işi ortak yapalım, senin çevren çok geniş, iş dünyasıyla hep arkadaşsın, dostsun... İnanılmaz karlı işler, inanılmaz karlı teklifler... Ama hiçbir zaman gazeteciliğin dışında işe girmedim. Girmek de istemiyorum. Bursa 33 yıldır beni Gazeteci Tahsin olarak biliyor. Dünyadan da böyle göçüp gitmek istiyorum. Gazetede ticari amaç peşinde değilim. Benimkisi bir aşk. Sadece aşk. Ben bu aşkımı yaşıyorum. Keyifliyim, mutluyum, kendimi yeniliyorum. 54 yaşındayım ama kendimi 35 yaşında hissediyorum. İşimi seviyorum.
BURSADA EKONOMİ GAZETECİLERİ ÖZVERİLİ ÇALIŞIYOR
- Bursadaki ekonomi gazeteciliği ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Bursa ekonomi gazeteciliği Türkiye ekonomi gazeteciliğine göre daha sade, yalın ve daha dürüst. Türkiyede bu işi bazı grupların manipüle ettiğini düşünüyorum. Ama, Bursadaki meslektaşlarımız, iyi yetiştiler. Ekonomi haberlerini çok ciddi bir şekilde takip ediyorlar. Bazen benim de bulunduğum etkinlikte gece 01.00de biten bir haberin yazılması, fotoğraflarının kullanılması, ulaşımını da düşünürseniz en az iki saati buluyor. Ancak o haberlerin sabah gazetede önünüze geldiğini görüyorsunuz. Gazeteci arkadaşlarımız gecenin o saatine kadar çalışıyor. Ama, sabah da zamanında işine geliyor. Arkadaşlarımız bunun ekonomik karşılığı olmamasına rağmen özverili çalışıyorlar.
- Bursadaki ekonomi gazetecilerinin dernekleşme çabasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben ekonomi muhabirlerinin, ekonomi gazetecilerinin bir dernek çatısı altında toplanması gerektiğini düşünüyorum. Bursada bu işin en eskisiyim, aman benim arkadaşlarım bulunsun anlayışıyla değil, herkesi kucaklayacak bir yapının oluşmasını istiyorum. Ankara ya da İstanbuldaki derneklerin şubesi de olabilir, ancak ben Bursada bağımsız bir ekonomi gazetecileri derneği kurulmasının daha iyi olacağını düşünüyorum.
FIRTINALI GÜNLERDE LİMAN OLUYORUZ
- EKOhaber bir okul, bir liman gibidir derler...
Evet, Ekohaber bir okul oldu. Bursada ekonomi gazeteciliğinde çok iyi noktalara gelen arkadaşlarımızın çoğu burada çalışmıştır. Onun dışında Ekohaber meslekte bir liman. Fırtınalı günlerde fırtınaya kapılan arkadaşlarımıza liman oluyoruz. Fırtına dinince de bu arkadaşlarımızı sakin denizlere salıyoruz. Emekliliğine bir iki yıl kalmışken işten çıkarılan çok sayıda arkadaşımız bizden emekli oldu.
- Yaşam felsefeniz nedir?
Son 3 yıldır uyguladığım bir yaşam felsefem var; Önemli olan çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır. Bunu uyguluyorum. Bu, bindiğim arabaya da, yaşamıma da yansıyor.
- Çok sayıda ödüle de sahipsiniz?
Çeşitli meslek kuruluşları tarafından 50ye yakın ödüle layık görüldüm. En önemlisi ise BUSİADın 2009 yılı Özel Başarı Ödülü sahibiyim.
- 2023 (Cumhuriyetin 100. yılı) yılına ilişkin hedefiniz nedir?
Ölmez de sağ kalırsak o yıllara dair planlarımız, projelerimiz elbette var. Öncelikle EKOhaber Gazetesinin çizgisinde biraz daha ilerlemesi, ardından Bursada tarafsız, bağımsız ve bağlantısız Avrupai bir günlük gazete yayınlamak. Bu çalışmanın tüm formatları hazır ekonomik tabloların düzelmesini beklemekteyiz. Bunun dışında Türkiye genelinde yayın yapacak bir İngilizce haftalık ekonomi gazetesi yayınlamayı hedefliyoruz. Formatı belli, ismi belli hatta marka tescili bile yapıldı. Doğru zaman doğru zemini aramaktayız.

Sayı: 726 - Sayı'nın Kapağı