Geçen hafta Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar ‘’Ekilmedik Toprak Kalmayacak’’ sloganıyla başlattığı tarım seferberliği kapsamında önemli bir adım attı, Mustafakemalpaşa Ovası’ndaki tarım alanlarında dijital toprak analizi cihazıyla topraktaki besin elementlerini, toprağın ihtiyaç duyduğu gübre çeşitlerini ve miktarlarını, tarlada anında öğrenip çiftçileri bilgilendirerek, yüksek verim almalarını ve daha fazla kazanç elde etmelerini sağlayacak bir sistem oluşturdu. Aslında M.K.P. Ovası gibi tarım cenneti bir alanda atılan çok değerli bir adım, bilimsel bir adım, Hollanda Tarım Modelinin son ayağı, bilimsel araştırma adımı, benim için de çok heyecan verici bir gelişme.
Evet heyecanlandım, üniversite stajlarımdan itibaren DSİ’de geçen tüm meslek yaşantım içinde M.K.P. Ovası benim için çok değerliydi, 1950’li yıllarda ovanın büyük bölümü kış aylarında Uluabat Gölü’nün suları altında kalır ve tarlalardaki topraklar göl suları çekildikten sonra, ancak haziran ayında tava gelir ve ekilebilirdi. DSİ’nin yaptığı gölü sınırlayan sedde, drenaj ve sulama sistemleri sayesinde bugün ova, üzerinde dört mevsim tarım yapılabilen, ülkemizin en verimli tarım alanlarından biri oldu.
İşte bu nedenle, “Bu adım yetmez Sayın Başkanım’’ diyorum ve size daha önce de aktardığım Hollanda Modelini uygulamaya sokmalısınız M.K.P. Ovası’nın verimli toprakları üzerinde, diyorum. Çiftçileri köy bazında kooperatif çatısı altında toplamalısınız ve de çiftçi çocuklarını uygulamalı tarım meslek okullarında eğitmelisiniz. Bu çalışmalarınızda size ışık tutacağına inandığım, aşağıdaki ‘’Hollanda Tarım Politikası’’ uygulamalarından bir örneği yakından izlemenizi öneriyorum.
Hollanda, 2021 yılı tarım ürünleri ihracat rakamı 128 milyar dolar olan dünyanın tarım devi bir ülkesi, ABD’den sonra ikinci ama bizim Konya Ovası’ndan biraz büyük!!! Gelin onu bu seviyeye taşıyan tarım politikalarına, uygulama kurallarına bir küçük örnekle göz atalım.
Hollanda’da bir arazi aldınız, kafanıza göre şunu dikeceğim diyemezsiniz. Önce aldığınız arazinin kayıtlı olduğu ve sizin de üyesi olduğunuz kooperatife gidiyorsunuz. Sakın Hollanda gibi kapitalist bir ülkede kooperatif olur mu, diye sormayın, zira üreticilerin %95’i kendi kurdukları ve yönettikleri kooperatif çatısı altında kol kola çalışıyorlar. Kooperatif yetkilisi size arazinizde şu ürünleri yetiştireceksiniz diye iki alternatif sunar, geçen yıl salatalığın kilosu çok yüksek bedelle satıldı, ben salatalık yetiştireceğim, diyemezsiniz. Yetkili seçtiğiniz ürünün yetiştirme giderlerini hesaplar, size sunar, hasat sonunda başınıza ne geleceğini bilin diye. Tahmini bilançoyu önünüze koyar, ekime başlamak için paranız yeterli değilse borç da verirler.
Ardından sizi yetkili tarım mühendisine yönlendirirler, mühendisle beraber araziyi gezersiniz, sizin yapacağınız ekimle ilgili eksik bilgilerinizi tamamlar, eğer ekimde kullanacağınız araç eksiğiniz varsa onu da sağlar ve beraber ekim programı yaparsınız. Ardından tarlada çalışma başlar, yine tek başına değilsiniz. Öncelikle kullanacağınız ilaçlar, gübreler, sulama düzeni yetkililerce size anlatılır.
Bu düzen içinde diktiğiniz ürün gelişir, hasat zamanı gelir. Yine tek başına değilsiniz. Kooperatif hasat için personel desteği de verir, ürünü toplarsınız ve kooperatif öncülüğünde depoya kaldırırsınız. Uzman sizin ürününüzün taban fiyatını belirler ve açık artırmayla satışa çıkarır, tabii satış bedelinin oluşumunda sizin onayınız şart. Satış sonrası kooperatif masrafları düşer ve paranızı öder.
Bu süreç içinde kaliteli ürün yetiştirdiyseniz, “A sınıf’’ ya da “Yeşil üretici” sertifikası alırsınız, kaliteli ürün yetiştirmeniz şart ama. Eğer bu sertifikayı alabildiyseniz, devlet desteklerine hak kazanırsınız.
Bu arada çocuklarız da sizin tarım hayatınıza katılacaksa, onlar uygulamalı tarım meslek okulunda eğitime başlar. Bu eğitim sürecinde, onlar da tarlalarda, tarımın her safhasında çiftçilerle beraber olurlar.
Ülkemiz, M.K.P. Ovası’nın özelliklerinde ve de dört mevsim iklim koşulları altında çok değerli tarım topraklarına sahip. Hollanda bizim Konya Ovası’ndan biraz büyük ve de yılın kısıtlı bölümünde güneş görebiliyor ama ABD’den sonra dünyanın ikinci tarım ürünleri ihracatçısı bir ülke.
Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Kanar, size tekrar öneriyorum, Bursa’mızın değerli tarım topraklarına sahip belediye başkanlarımızla kol kola girin, önce bu modeli uygulayan Ağaköy Kooperatifi’ni, ardından da Hollanda Tarım Politikasını gidip yerinde inceleyin, edindiğiniz bilgiler ışığında bölgenizde tarım yapılan köyler bazında Hollanda Modeli kooperatifleri oluşturun, Karacabey Harasında ve ovadaki gelişmiş köylerde uygulamalı tarım ve hayvancılık meslek okullarının açılmasını sağlayın.
Ve de Türkiye’nin tarım bölgelerine örnek olun ki, ülkemiz de tarım ürünleri ithalatçısı değil, tarım ürünleri ihracatçısı ülke olsun ve pazarda Hollanda ile yarışsın…