Beta-glukanlar yulaf, arpa, deniz yosunu, yenilebilir mantarlar ve mayada bulunan çözünebilir liflerdir. Ayrıca çeşitli bakterilerde ve küflerde vardır.
Beta glukanlar çeşitli biyolojik aktiviteleri nedeniyle sağlıklı bir diyetin önemli bir parçasıdır. Arpa ve yulaf, ikisi de zengin beta-glukan kaynağıdırlar, ama yulaf daha fazla ilgi görmektedir.
Beta-glukanlar bağırsaklarımızda probiyotik bakteriler Lactobasilli ve Bifidobacteria büyümesini desteklerler. Alınan beta-glukan miktarı ne kadar fazlaysa bu etki daha belirgindir. Ayrıca yulaf kaynaklı beta-glukanların arpadan daha etkili olduğu da bildirilmiştir.
Yulaf tüketimi, içerdiği beta-glukanlar aracılığıyla kolesterolü düşürür ve kalp-damar hastalıklarını önlemekte etkilidir. Beta-glukanların bu etkisi mikrobiyota (bağırsak bakterileri) aracılığıyla olur. Lifler mikrobiyota tarafından metabolize edilir ve kısa zincirli yağ asitleri oluşur (propiyonat özellikle). Bağırsaklarda propiyonatın artması ve kolesterol sentezinde ön madde olan asetik asitin azalması kolesterol düşürücü etkiden sorumludur.
Ekmek, pasta, börek v.b. yapımında beta-glukan veya kaynaklarının kullanılması bu yiyeceklerin glisemik indeksini düşürür. Beş hafta boyunca her gün 5 g yulaf kaynaklı beta-glukan tüketiminin kolesterolü yüzde 7.4 oranında düşürdüğü, açlık kan şekeri ve insülini düşürdüğü rapor edilmiştir.*
Beta-glukanların bağışıklık sistemini düzenleyici etkileri vardır. Bu etkinin de mikrobiyotayı iyileştirmesi, propiyonat ve butirat gibi kısa zincirli yağ asitleri sentezine aracılık etmesi nedeniyle olduğu düşünülmektedir. Butirat güçlü antiinflamatuvar etkilidir. Bağırsaklarda inflamasyon ve geçirgenliğin artmasını önler.
Çeşitli kanserlerde önleyici etkilerine işaret eden çalışmalar vardır.
Beta-glukanlar mikrobiyota üzerindeki iyileştirici etkileriyle Alzheimer hastalığını önlemekte etkili olabilmektedir.
Dengede ve Mutlu Kalın!
Kaynak: *European Journal of Clinical Nutrition (2005) 59, 1272–1281; Journal of Nutritional Biochemistry 61 (2018) 101–110