Başarıdan başarıya koşuyorlar
Üniversite yıllarındaki okul arkadaşlığını, mezuniyet sonrasında iş ortaklığına taşıyan Mimar Ufuk Toktaş ile Mimar Oğuz Telci, Türkiye ve Bursa çapında imza attıkları önemli projelerle haklı bir gurur yaşıyor
Ufuk Toktaş ve Oğuz Telci Bursada, son dönemde imza attıkları çalışmalarla dikkat çekmeyi başaran iki mimar 1989 yılında Yıldız Teknik Üniversitesinde tanışan ve sonrasında okul arkadaşlığını iş ortaklığına dönüştüren Toktaş ve Telcinin yolları, 1989 yılında öğrenci olarak kayıt yaptırdıkları Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde kesişiyor. Samsundan gelen Oğuz Telci ile Trabzondan gelen Ufuk Toktaşın tanışma hikayeleri ise oldukça ilginç. Tanışma anını Oğuz Telci şöyle anlatıyor:
"Ufuk arkadaşlarıyla futbol oynuyor, ben de seyrediyordum. Bir ara Ufuk öyle bir tekme yedi ki acı içinde kıvrandı. Sonra bana dönüp benim yerime oynar mısın arkadaş dedi. Ben de peki dedim ve oyuna girdim. Maçı bizimkiler kazandı
DONATAN, BEZETEN
Maç sonrası Karadeniz kökenli olmanın verdiği sıcaklıkla koyu bir sohbete tutuştuklarını ifade eden Ufuk Toktaş da, "O sohbetin ardından iyi bir arkadaşlık geldi. Fakat tek sorun vardı. Oğuz solcu, ben de sağcıydım. Ama bu farklılık birbirimize saygı duymayı öğretti. 1992 yılına yani fakültenin üçüncü sınıfına geldiğimizde biz artık Oğuzla ortak hayaller kuruyorduk. En büyük hayalimiz ise mezun olduktan sonra Bursada ortak bir mimarlık bürosu açabilmekti. Ama Oğuz, okulu bir yıl uzatınca ben Bursaya tek başıma geldim şeklinde konuşuyor.
Kendisinin fakülteden 1994 yılında mezun olduğunu ve hemen Muğla-Fethiyede işe başladığını anlatan Oğuz Telci, hikayenin sonrasına şöyle devam ediyor:
"Aradan iki yıl geçti. Tabii biz Ufukla sürekli görüşüyorduk. Bir gün Ufuk telefonla dedi ki, Ben şirketi kuruyorum. Adını da Piray koyuyorum. Anlamını sordum. Öz Türkçe donatan, bezeten anlamına geliyor yanıtını verdi ve ortaklığımız yarı yarıya dedi. Piray Mimarlık 1996 yılının Mayıs ayında resmen faaliyete geçti. Ben de 1997 yılının Eylül ayında Bursaya geldim. Ünlü Caddede 20 metrekarelik bir ofiste başladığımız meslek yaşantımızda, ilk olarak bir tekstil firmasının mağazasını yaptık. Aradan 14 yıl geçti ve biz önemli bir yere geldik. İki mimarla başladığımız yolculukta bugün Piray Mimarlıkın tam 17 neferi var.
FİFA 99 OYNUYORDUK
Şirketin ilk yıllarında durumun pek parlak olmadığını anlatan Ufuk Toktaş da 1999 yılında yaşanan deprem sonrası ise işlerin sarpa sardığını anlatıyor. "Deprem sonrası inşaat projelerine yasak getirilmişti. Biz ofiste sinek avlıyorduk. Hatta o yıl ofiste bol bol FİFA 99 oynadık diyen Toktaş, "Yasak kalkınca biz de sektörümüzde atılıma geçtik. Vakıflar Bursa Bölge Müdürlüğünün açtığı restorasyon ihalelerine katıldık. İzmit, Gebze ve Sakaryadaki 20 kadar tarihi binanın paket restorasyon ihalesini kazandık. Açıkçası aylarca bu tarihi yapıların içinde yattık. Tüm restorasyon işlerini zamanında ilgili idareye teslim ettik. Hatta İstanbul Anıtlar Kurulunda TBMM Camisinin mimarı Behruz Çinici ile Prof. Dr. Mete Ünalın huzuruna çıktık. Bize Fevziye ve Pertev Paşa camilerindeki başarılı çalışmamızdan ötürü İstanbul Anıtlar Kurulundan teşekkür belgesi verildi
"Eski eser restorasyon işine böyle girdik diyen Oğuz Telci de, bu paket projedeki başarılarının Piray Mimarlıkı, önemli bir konuma taşıdığını söylüyor. Bu başarıdan aldıkları cesaretle birçok restorasyon ihalesine katıldıklarını anlatan Telci, "İstanbul dahil Türkiyenin birçok ilinde önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Örneğin sadece Bursada Bedesten Çarşısı, İç Kozahan, Gökdere Medresesi, Emirsultan Hamamı, İpekçilik Enstitüsü, Orhangazi Gürle Camisi ve Hamamı, Gölyazı Camisi, 40 evlik Cumalıkızık Projesi ve Balibey Hanı restorasyonu gerçekleştirdiğimiz tarihi yapıtlardan bazıları diyor.
FARUK SARAÇ
Türkiyenin modada önemli markası Faruk Saraçın Bursaya ve ülkeye kazandırdığı Fabrika-i Hümayun binasının restorasyonunu da yürüttüklerini ifade eden Ufuk Toktaş, "Yine Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansının üstlendiği Bosnadaki 15. yüzyıl eseri olan Maglaj Camisinin restorasyon işinin Piray Mimarlık tarafından yürütülüyor. Şimdi ise bir paket program çerçevesinde Libyadaki Osmanlı eserlerinin restorasyonu konusunda bize yapılan bir teklifi değerlendiriyoruz. Açıkçası Türkiye ve yurtdışında ecdat yadigarı eserlere hayat veren projelere imza atmak bizleri mutlu ediyor. Bu çalışmalarımız bize gurur veriyor diyor.
Burada söze giren Oğuz Telci, Piray Mimarlıkın sadece eski eser restorasyonu işinde değil, çağdaş mimaride de söz sahibi olduğunu dile getiriyor. "Bizim avantajımız geleneksel mimariyle, bugünün mimarisini buluşturabilmemiz diyen Telci, "Eskiden taş ahşap gibi tamamen doğal malzemelerle inşaat yapılıyordu. Mekan ölçekleri daha insani ve tüm yapılarda taş ve ahşapta işçilik ön plana çıkıyordu. Yani yapılarda bir görsellik vardı. Günümüzün hızla gelişen teknolojisi ise insan yaşamını negatif yönde etkiliyor. Yaşadığımız binalarda nefes alamıyoruz. Kaldı ki günümüzde mimarlara güvenilmiyor. Neredeyse kapı pencere ölçülerine kadar getirilen standartlarla mimari projelere müdahaleler yapılıyor. Biz iki-üç yıl öncesine kadar binaların çatı arasını kullanamıyorduk. Şimdilerde ise binalara teras katı yapılması gerekiyor, buna da izin verilmiyor şeklinde konuşuyor.
ÇAĞDAŞ MİMARİ
Oğuz Telcinin çağdaş mimarideki iddiasını açan Ufuk Toktaş, şunları kaydediyor:
"Bugün sahip olduğumuz teknolojik araç ve gereçlerin yanı sıra personel kalitemizle her başlıkta bize keyif veren işlere imza atıyoruz. İzmir Yolundaki ofislerimizin bulunduğu binadan tutun da Emirsultan Kentsel Dönüşüm Projesine kadar bizi gururlandıran birçok çalışma var. Hatta Emirsultanda restore ettiğimiz hamam ile kentsel dönüşüm projesi yan yana duruyor. Bu iki başlıktaki başarımızı ortaya koyuyor. Bugün Bursada birçok rezidans inşaatı yapılıyor. Biz de bu konuda iddiamızı göstermek istiyoruz. İzmir Yolu tarafında böyle bir projenin startını vermeyi düşünüyoruz. Yine kendi müstakil mimarlık ofisimizi inşa etmek istiyoruz. Sizin anlayacağınız yapacak çok işimiz var diyor.
Üniversite yıllarındaki okul arkadaşlığını, mezuniyet sonrasında iş ortaklığına taşıyan Mimar Ufuk Toktaş ile Mimar Oğuz Telci, Türkiye ve Bursa çapında imza attıkları önemli projelerle haklı bir gurur yaşıyor
Ufuk Toktaş ve Oğuz Telci Bursada, son dönemde imza attıkları çalışmalarla dikkat çekmeyi başaran iki mimar 1989 yılında Yıldız Teknik Üniversitesinde tanışan ve sonrasında okul arkadaşlığını iş ortaklığına dönüştüren Toktaş ve Telcinin yolları, 1989 yılında öğrenci olarak kayıt yaptırdıkları Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde kesişiyor. Samsundan gelen Oğuz Telci ile Trabzondan gelen Ufuk Toktaşın tanışma hikayeleri ise oldukça ilginç. Tanışma anını Oğuz Telci şöyle anlatıyor:
"Ufuk arkadaşlarıyla futbol oynuyor, ben de seyrediyordum. Bir ara Ufuk öyle bir tekme yedi ki acı içinde kıvrandı. Sonra bana dönüp benim yerime oynar mısın arkadaş dedi. Ben de peki dedim ve oyuna girdim. Maçı bizimkiler kazandı
DONATAN, BEZETEN
Maç sonrası Karadeniz kökenli olmanın verdiği sıcaklıkla koyu bir sohbete tutuştuklarını ifade eden Ufuk Toktaş da, "O sohbetin ardından iyi bir arkadaşlık geldi. Fakat tek sorun vardı. Oğuz solcu, ben de sağcıydım. Ama bu farklılık birbirimize saygı duymayı öğretti. 1992 yılına yani fakültenin üçüncü sınıfına geldiğimizde biz artık Oğuzla ortak hayaller kuruyorduk. En büyük hayalimiz ise mezun olduktan sonra Bursada ortak bir mimarlık bürosu açabilmekti. Ama Oğuz, okulu bir yıl uzatınca ben Bursaya tek başıma geldim şeklinde konuşuyor.
Kendisinin fakülteden 1994 yılında mezun olduğunu ve hemen Muğla-Fethiyede işe başladığını anlatan Oğuz Telci, hikayenin sonrasına şöyle devam ediyor:
"Aradan iki yıl geçti. Tabii biz Ufukla sürekli görüşüyorduk. Bir gün Ufuk telefonla dedi ki, Ben şirketi kuruyorum. Adını da Piray koyuyorum. Anlamını sordum. Öz Türkçe donatan, bezeten anlamına geliyor yanıtını verdi ve ortaklığımız yarı yarıya dedi. Piray Mimarlık 1996 yılının Mayıs ayında resmen faaliyete geçti. Ben de 1997 yılının Eylül ayında Bursaya geldim. Ünlü Caddede 20 metrekarelik bir ofiste başladığımız meslek yaşantımızda, ilk olarak bir tekstil firmasının mağazasını yaptık. Aradan 14 yıl geçti ve biz önemli bir yere geldik. İki mimarla başladığımız yolculukta bugün Piray Mimarlıkın tam 17 neferi var.
FİFA 99 OYNUYORDUK
Şirketin ilk yıllarında durumun pek parlak olmadığını anlatan Ufuk Toktaş da 1999 yılında yaşanan deprem sonrası ise işlerin sarpa sardığını anlatıyor. "Deprem sonrası inşaat projelerine yasak getirilmişti. Biz ofiste sinek avlıyorduk. Hatta o yıl ofiste bol bol FİFA 99 oynadık diyen Toktaş, "Yasak kalkınca biz de sektörümüzde atılıma geçtik. Vakıflar Bursa Bölge Müdürlüğünün açtığı restorasyon ihalelerine katıldık. İzmit, Gebze ve Sakaryadaki 20 kadar tarihi binanın paket restorasyon ihalesini kazandık. Açıkçası aylarca bu tarihi yapıların içinde yattık. Tüm restorasyon işlerini zamanında ilgili idareye teslim ettik. Hatta İstanbul Anıtlar Kurulunda TBMM Camisinin mimarı Behruz Çinici ile Prof. Dr. Mete Ünalın huzuruna çıktık. Bize Fevziye ve Pertev Paşa camilerindeki başarılı çalışmamızdan ötürü İstanbul Anıtlar Kurulundan teşekkür belgesi verildi
"Eski eser restorasyon işine böyle girdik diyen Oğuz Telci de, bu paket projedeki başarılarının Piray Mimarlıkı, önemli bir konuma taşıdığını söylüyor. Bu başarıdan aldıkları cesaretle birçok restorasyon ihalesine katıldıklarını anlatan Telci, "İstanbul dahil Türkiyenin birçok ilinde önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Örneğin sadece Bursada Bedesten Çarşısı, İç Kozahan, Gökdere Medresesi, Emirsultan Hamamı, İpekçilik Enstitüsü, Orhangazi Gürle Camisi ve Hamamı, Gölyazı Camisi, 40 evlik Cumalıkızık Projesi ve Balibey Hanı restorasyonu gerçekleştirdiğimiz tarihi yapıtlardan bazıları diyor.
FARUK SARAÇ
Türkiyenin modada önemli markası Faruk Saraçın Bursaya ve ülkeye kazandırdığı Fabrika-i Hümayun binasının restorasyonunu da yürüttüklerini ifade eden Ufuk Toktaş, "Yine Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansının üstlendiği Bosnadaki 15. yüzyıl eseri olan Maglaj Camisinin restorasyon işinin Piray Mimarlık tarafından yürütülüyor. Şimdi ise bir paket program çerçevesinde Libyadaki Osmanlı eserlerinin restorasyonu konusunda bize yapılan bir teklifi değerlendiriyoruz. Açıkçası Türkiye ve yurtdışında ecdat yadigarı eserlere hayat veren projelere imza atmak bizleri mutlu ediyor. Bu çalışmalarımız bize gurur veriyor diyor.
Burada söze giren Oğuz Telci, Piray Mimarlıkın sadece eski eser restorasyonu işinde değil, çağdaş mimaride de söz sahibi olduğunu dile getiriyor. "Bizim avantajımız geleneksel mimariyle, bugünün mimarisini buluşturabilmemiz diyen Telci, "Eskiden taş ahşap gibi tamamen doğal malzemelerle inşaat yapılıyordu. Mekan ölçekleri daha insani ve tüm yapılarda taş ve ahşapta işçilik ön plana çıkıyordu. Yani yapılarda bir görsellik vardı. Günümüzün hızla gelişen teknolojisi ise insan yaşamını negatif yönde etkiliyor. Yaşadığımız binalarda nefes alamıyoruz. Kaldı ki günümüzde mimarlara güvenilmiyor. Neredeyse kapı pencere ölçülerine kadar getirilen standartlarla mimari projelere müdahaleler yapılıyor. Biz iki-üç yıl öncesine kadar binaların çatı arasını kullanamıyorduk. Şimdilerde ise binalara teras katı yapılması gerekiyor, buna da izin verilmiyor şeklinde konuşuyor.
ÇAĞDAŞ MİMARİ
Oğuz Telcinin çağdaş mimarideki iddiasını açan Ufuk Toktaş, şunları kaydediyor:
"Bugün sahip olduğumuz teknolojik araç ve gereçlerin yanı sıra personel kalitemizle her başlıkta bize keyif veren işlere imza atıyoruz. İzmir Yolundaki ofislerimizin bulunduğu binadan tutun da Emirsultan Kentsel Dönüşüm Projesine kadar bizi gururlandıran birçok çalışma var. Hatta Emirsultanda restore ettiğimiz hamam ile kentsel dönüşüm projesi yan yana duruyor. Bu iki başlıktaki başarımızı ortaya koyuyor. Bugün Bursada birçok rezidans inşaatı yapılıyor. Biz de bu konuda iddiamızı göstermek istiyoruz. İzmir Yolu tarafında böyle bir projenin startını vermeyi düşünüyoruz. Yine kendi müstakil mimarlık ofisimizi inşa etmek istiyoruz. Sizin anlayacağınız yapacak çok işimiz var diyor.
Sayı: 734 - Sayı'nın Kapağı