Bu hafta, AB’nin bir süredir hazırlığını yaptığı ve 29 Ocak 2025’te yeni yayınladığı “AB Rekabetçilik Pusulası”* projesinden bahsedeceğiz. Kısacası AB, bürokrasiyi azaltmak ve tek elden birlik olup ABD, Çin gibi ülkelerle rekabet edebilmek için yeni bir proje üzerinde çalışıyor. Bu projenin tek bir genel “AB Şirketi” kurma ve bu şirkete “28. Rejim” adlı, 27 farklı üye ülkenin prosedürlerinden uzak, tek bir süreç yapısıyla ilerleyebilme gibi bir yeti verme ümidi var.
Avrupa, kültürel önderliği ve toplumsal kazanımlarıyla, ve köklü sanayisi ile elbette devasa bir güç. Ancak ne var ki küresel arenada, AB giderek daha fazla ABD ve Çin’in gerisinde kalıyor. Birçok AB ülkesinde yaşam kalitesi hala yüksek olsa da rekabetçiliğin duraklaması, uzun vadede Avrupa’nın yaşam standartlarını tehdit edebileceği endişesini doğuruyor. Geçtiğimiz hafta AB yönetiminden yapılan açıklamalar da bunu doğruladı, ve “acil eyleme geçilmesi” gerektiği belirtildi.
AB, 27 farklı kural setiyle boğuşmanın girişimcileri ve aslında tüm şirketleri gereksiz evrak yükü ve bürokrasi altında ezdiğini kabul ediyor. Bu nedenle de pek çok yeni ve gelişmekte olan Avrupalı girişim, kendi pazarında büyümeye çalışmak yerine Kuzey Amerika veya Doğu Asya’ya gidiyor ve oralarda daha hızlı sonuç alıyor. Sermayeye ve müşterilere başka yerlerde çok daha kolay erişebildikleri için, bir sürü bürokratik düzenlemeye uyum maliyetini göze almak kimseye açıkçası mantıklı gelmiyor.
AB Komisyonu yetkililerinin kısa süre önce tanıttığı AB Rekabetçilik Pusulası, bu sorunu çözmeyi amaçlıyor. İflas prosedürlerinden çalışma koşullarına, vergi yükümlülüklerinden benzeri konulara kadar tüm temel şirket süreçleri için her üye devlette geçerli tek bir düzenleme oluşturulması planlanıyor. Bu tek tip yasal çerçeve sayesinde şirketlerin iş yapma maliyeti azalırken, Avrupa içi genişleme Avrupa dışına çıkmaktan daha cazip hale gelecek.
Konu oldukça uzun ve geniş. İlgilier aşağıda belirttiğim metinleri okuyabilirler. Özellikle eski Avrupa Merkez Bankası başkanı Draghi’nin gerçekten çok çarpıcı.**
Sonuç olarak niyet harika. Ancak gelişim ve ilerlemenin “teoride değil de, pratikte” gerçekten yapılabildiği coğrafyalar, bunu genelde “hızlı” hamlelerle, ve “liberal” hareketlerle sağlarlar. Bunun için de klasik toplantılar, raporlar, uzun çalışmalar değil; efektif ve hızlı kararlar alınabilen bir sistem gerekiyor. Bu konuda beğendiğim bir bakış açısı var; eğer birinin geliri bir yöntemin gelişmemesine bağlıysa, ilgili değişim hakkında bu insanın görüşüne genellikle şüpheli yaklaşmalısınız. Getirilen bir yasak, bir sektördeki diğer oyuncunun kârını artırıyorsa; o yasağın doğruluğunu/yanlışlığını o oyuncuya sormamalısınız. Bu tıpkı bir restorana gidince “çorbanız güzel midir” sorusunu sormak gibi; “kötüdür, bence almayın” diyen dürüst esnafa pek de sık rastlanmaz.
*29 Ocak 2025 tarihli AB Rekabetçilik Pusulası metni: https://commission.europa.eu/document/download/10017eb1-4722-4333-add2-e0ed18105a34_en
**Draghi Raporu: https://commission.europa.eu/topics/eu-competitiveness/draghi-report_en#paragraph_47059