ANONİM ŞİRKET YÖNETİM KURULU ÜYELERİNİN REKABET YASAĞI İHLALİ

Anonim Şirket Yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkasına hesabına yapamaz. Keza, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez (TTK m.396/1).

Bu anlamda, yönetim kurulu üyelerinin şirketle rekabet edecek işlemlerinden sadece şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden işlemlerle sınırlandırılmış ve yasaklanmıştır. Ancak, şirketin işletme konusunun dar yorumlanması gerekir. Yani, şirketin işletme konusu kavramını, esas sözleşmede belirtilen konular değil, şirketin fiilen uğraştığı işler olarak kabul edilmelidir.

Yasa koyucu, yönetim kurulu üyeleri için, şirketin işletme konusuna girmeyen bir ticari iş türünden işlem ile ticari nitelik taşımayan işlemler için serbesti tanımaktadır.

Bu sebeple, söz konusu rekabet yasağına aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyelerinden, şirket tazminat istemekte veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymakta ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmekte serbesttir (TTK m.396/1 ikinci cümle). Bu davayı hem ortaklar hem de diğer yönetim kurulu üyeleri açabilirler.

Üçüncü kişilerin davaya katılması ve kararın kesinleşmesi halinde, bu karar üçüncü kişileri bağlar.

Rekabet yasağına aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyesine karşı açılacak davada,

Tazminat istemek veya tazminat yerine yapılan işlemi şirket adına yapılmış saymak ve üçüncü kişiler hesabına yapılan sözleşmelerden doğan menfaatlerin şirkete ait olduğunu dava etmek -  haklardan birinin seçilmesi, rekabet yasağına aykırı harekette bulunan üyenin dışındaki üyelere, yani yönetim kuruluna aittir (TTK m.396/1-2). Yönetim kurulu karar yeter sayısı, toplantıya katılan üyelerin çoğunluğudur.

Seçim hakkının kullanılması yenilik doğuran bir haktır ve rekabet eden üyeye varmakla hüküm ifade eder.

Bu seçimlik haklar, söz konusu ticari işlemlerin yapıldığını veya yönetim kurulu üyesinin diğer bir şirkete girdiğini, diğer üyelerin öğrendikleri tarihten itibaren üç ay ve her halde bunların gerçekleşmesinden itibaren bir yıl geçince zamanaşımına uğrar (TTK m.396/3).

Ancak, öğrenen yönetim kurulu üyesinin diğer üyelere durumu bildirmemesi ya da rekabet yasağına aykırı harekette bulunan yönetim kurulu üyenin dışındaki üyelerin hem hakların seçimi hem de dava açmaması sorumluluklarına yol açar.

Yönetim kurulu üyesinin, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkasına hesabına yapma ve ayrıca aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da girme yasağı; genel kurulun izin vermesi ya da esas sözleşmeye konulacak bir hükümle kaldırılabilir. Böylesi bir yasak ihlali sonrası, genel kurulun işleme icazet vermesi halinde de, yönetim kurulu üyesinin sorumluluğunu ortadan kaldırır. Ancak, söz konusu ihlal sonrası esas sözleşmeye konulacak bir hükümle rekabet yasağının kaldırılması, hüküm geriye yürürlü değilse, yönetim kurulu üyesinin bu fiille ilgili sorumluluğunu devam ettirir.

Yönetim kurulu üyesi, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yasağını ihlal ettiği taktirde, şirket yapılan işlemin batıl (kesin hükümsüz) olduğunu ileri sürebilir (TTK m.395 1 ilk cümle).

Bu anlamda şirket tarafından, yönetim kurulu üyesinin, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına yaptığı herhangi bir işleme karşı batıl (kesin hükümsüz) olduğunun tespiti davası açılabilir.

Çalışmalarınızda başarı, ailenizle birlikte esenlik ve mutluluklar diler, en içten saygılarımızı sunarız.