Önceki iki yazımda, kahve konusunda, çeşit açısından çok zengin bir bölgede olduğumuzu belirtmiştim. Önce, kahve benzeri çeşitleri vermiş, sonra gerçek Türk kahvesinin ayrıntılarını belirtmeye başlamıştım. Bu hafta devam ediyorum.
4- Mercanköşk Kahvesi:
Mercanköşk, keklik otu veya güvey otu olarak da bilinen, vitamin ve mineraller açısından çok zengin bir bitkidir. Farsça'da "Dağın keyfi, neşesi" anlamına gelen bu bitki, Antik Yunan ve Roma dönemlerinde "Mutluluğun Simgesi" olarak görülmektedir. Solunum yolları rahatsızlığından, kalp rahatsızlıklarına, sindirim sorunlarına kadar kişiye özel birçok olumlu etkisi vardır.
Yapımına gelince; hazırlanan Türk kahvesini pişirip fincana servis ettikten sonra yaklaşık 1 dakika boyunca mercanköşk dalını fincan içerisinde tutmalıyız.
Akdeniz ve Ege bölgelerinde yaygın olarak yapılmaktadır
5- Mirvari Kahvesi:
Mirvari, Azerice'de "inci" anlamına geliyor. "Osmanlı Kahvesi" olarak da biliniyor. İçindekiler, Adıyaman kahvesine benzer. Farkı, "safran" ilavesi. Karışımında; keçiboynuzu, salep, mahlep, damla sakızı, krema, safran bulunmaktadır. Yapılışında su yerine aynı ölçekte süt kullanılıyor. Kahvenin yanında su ve lokum servis edilmeli.
6- Tatar Kahvesi:
Diğer bir adı da "Kaymaklı Kahve". Kırım Tatarları'ndan gelen bir kahve çeşididir. İki farklı yanı var. Fincana kulpsuz ve klasik Türk kahvesi fincanından bir boy daha büyük. Adına "Tostakay" denmektedir. Diğer fark ise iki tatlı kaşığı kaymağın yapılan kahvenin üzerine ilave edilmesidir. Kahvenin tok tadını, kaymak bir hayli yumuşatmaktadır. Şeker ilavesi gerekmiyor.
7- Süryani Kahvesi:
Mezopotamya Bölgesi, Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan, medeniyetlerin doğduğu, geliştiği ve birçok kültürün çıkış noktası sayılan kültürel coğrafyamızın en önemli bölgelerinden biridir.
Tarih içinde, 5000 yıl önce bu uygarlığın gelişiminde büyük rol oynayan, daha sonra etkinlikleri azalan Süryaniler, kahve ile birlikteliklerini bugün de sürdürmektedirler.
Mırra'ya benzer bir yapısı olsa da içerisine katılan kakule önemli bir fark olarak karşımıza çıkar.
Süryani Kahvesi olarak veya Süryani Dibek Kahvesi / Mardin Dibek Kahvesi olarak halk arasında dillendirilmekte ve yoğun olarak içilmektedir.
8- Kül Kahvesi:
Buna kahve çeşidi değil, bir yapım biçimi demek daha doğru olur. Osmanlı dönemine baktığımızda, esas yapılan şekliyle, mangal ateşinin üzerinde ağır ağır pişen Türk kahvesine ithafen geleneği devam eden bir sunum ve yapım ritüelidir. Kahvenin tadının daha tok ve sert bir yapıda olduğunu söylemek gerek. Zira bakır cezvenin her yerini eşit olarak saran mangal koru, ısının her yana dağılmasını sağlarken kahvenin su ile olan birlikteliğini uzatır. Yanan kor için kullanılan odunun da kokusunun kahveye sindiğini düşünmeliyiz. Günümüzde "Kumda Kahve" de benzer bir teknik ile yaygınlığını arttırmaktadır. New York'ta bu yöntemle yapılan Türk kahvesi yurt dışında da popülerlik kazandığını göstermektedir.
Kahve muhabbetli günler diliyorum...