Akıllardaki sorular bitmiyor…
Evet! Birçok arkadaşımın sorduğu soruya cevabım; Fosil yakıt ile çalışan araçların sonuna hızla yaklaşıyoruz. Çok uzun süredir bizleri yalnız bırakmayan otomobillerde büyük bir değişimin eşiğindeyiz.
Bunu tetikleyen sebeplerden en önemlisi kuşkusuz çevre. Dünyanın gelişmiş devletleri, özellikle Avrupa bu konuda oldukça katı önlemler alıyor. Örneğin Fransa’da 2 yıl önce açıklanan karar ile 2040 yılından itibaren ülkede fosil yakıt kullanan araç kalmayacak. Diğer devletlerin de benzer önlemler alması ve karbon ayak izini büyük oranda düşürmesi bekleniyor. Bir diğer sebep ise verimlilik. Benzinli ya da dizel otomobillerin verim konusunda elektrikli otomobillere yaklaşabilmesi günümüz teknolojisiyle mümkün görünmemekte.
Karbon ayak izi demişken bilmeyenler için, birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür. Özetle bir insanın ulaşım, ısınma ve satın aldığı herhangi bir şey için atmosfere salınan karbon gazına verilen isimdir. Konumuzdaki önemi ise otomobil seçimi. Fosil yakıtlı otomobillerin, özellikle de dizel otomobillerin çok yüksek CO2 salınımı bulunuyor. Elektrikli otomobillerde ise bu oran oldukça düşük ve karbon ayak izini ölçümlemek için sadece aracınızı şarj etmek için üretilen elektrik için salınan CO2 miktarı baz alınıyor.
Fosil yakıt içerisinde bulunan enerjinin büyük bir kısmı ses ve ısı olarak; %10 ise aktarma aşamalarında kayboluyor. Yani 100 litre benzin ya da dizel yakıt tükettiğiniz zaman bunun sadece 30 litresini verimli olarak kullanabiliyorsunuz. Elektrik motorlarında ise %80’lere varan verim söz konusu. Bunun tabii ki en büyük nedeni, sistemin çok basit olması. Elektrikli araçların motorunda elektrik enerjisini mekanik enerjiye çevirmek için rotor denilen çok eski bir yöntem kullanılır. Sistem, iletkenlerin manyetik alanları değiştirmesi ve iç kısımdaki silindirin dönmesiyle çalışıyor. Çok basit bir sistem olduğu için güç üretilirken enerji kaybı çok az oluyor. Devamlı akıllarda olan bazı soruların cevaplarına bakalım;
Elektrikli otomobiller pahalı mı?
Bu tamamen yanlış bir düşünce. Örneğin; Tesla Motors’un ön sipariş ile ürettiği Model 3 adlı elektrikli otomobilin Kuzey Amerika satış fiyatı sadece 35 bin dolar. Ancak bir önce duyurulan model olan Model S 110 bin dolara satılmıştı.
Elektrikli otomobiller yavaş mı?
En hatalı ön yargılardan biri. Elektrikli otomobillerde hiçbir gecikme olmaz ve gaza bastığınız an tepki alırsınız. Elektrikli otomobiller, 0-100 km/h hız aralığında aynı segmentteki araçların neredeyse tamamından daha hızlıdır.
Elektrikli otomobillerin mesafe sorunu var mı?
Geçmişte doğru olabilir ancak günümüzde elektrikli otomobillerin menzili 500 kilometreye kadar uzadı. Gelişmiş yazılımlar ve güçlendirilen bataryalar bunda oldukça etkili oldu.
Elektrikli otomobiller tehlikeli mi?
Elektrikli arabaların bataryaları, genellikle aracın tam altına ve yatay olarak yerleştiriliyor. Ancak bataryanın özel koruma programları olduğu için çarpışma ve benzeri durumlarda tüm bağlantı kesiliyor. Bu da diğer araçlardan daha tehlikeli olmadığını gösteriyor.
Elektrikli otomobillerin bakımı zor ve pahalı mı?
Elektrikli otomobiller için markaların farklı bakım prosedürleri bulunuyor. En bilinen markalarda söylenen 500 bin kilometreye kadar motor bakımı gerekmiyor. Ancak yıllık olarak frenlerin kontrol edilmesi gerekiyor. Ayrıca pillerin soğumasını sağlayan sıvılar da yıllık olarak değişiyor. 500 bin kilometrede ise motorlarda genellikle güç kaybı olmuyor; ancak araçların pillerinin menzilleri 350 kilometrenin altına düşüyor ve dengelenmeleri gerekiyor.
Peki elektrikli otomobil hangi vergilere tabi?
Elektrikli araçlar için şu anda MTV uygulaması yok. ÖTV uygulaması ise aracın ürettiği motor gücünün kW cinsinden değerine göre hesaplanıyor. Dolayısıyla her modelde ÖTV yansıması da farklı oluyor. Elektrikli araçlarda ÖTV uygulaması geleneksel yakıtlı araçlara göre daha makul ve bu durum da elektrikli araçları cazip kılan faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ama dolaylı olarak elektrikli araç fiyatlarındaki avantajlar azalabilir. Nasıl mı? Geçenlerde ek vergi getirilen ithalat ürünlerine elektrikli araç bataryaları da dahil edildi. Yani motor parçaları, kimyasal katkı maddeleri, elektronik devre parçaları, akümülatör ve lityum iyon bataryalara vergi getirildi. 250 kilogram ağırlığın üzerindeki bataryalar yeni vergi dilimine dahil edilirken, elektrikli araçlarda kullanılan lityum iyon bataryaların vergisi % 1,3 olarak açıklandı. Söz konusu ek verginin yılsonunda devam edip etmeyeceğine karar verilecekmiş.
Elektrikli otomobiller ve otonom sürüş…
Elektrikli motorlar ile çalışan otomobillerin birçoğunda vites kutusu bulunmuyor ve yine birçoğu özel direksiyon setleri ile geliyor. Otomobil teknolojilerinde şu an için en büyük gelişim olarak otonom sürüş yani sürücüsüz otomobil gösteriliyor. Vites kutusu olmayan ve her fonksiyonu elektronik donanımlarla desteklenmiş ve sensörlerle çevrili olan elektrikli otomobiller ile otonom sürüş giderek yakınlaşıyor. Bunun yanında elektrikli otomobillerde bagaj hacimleri ciddi derecede artıyor. Motor, arka koltuğun altında olduğu için hem ön hem de arka tarafta 600 litreyi geçen bagaj hacmi mümkün oluyor.
Belli ki bize birçok yenilik sunmakta olan bu yeni nesil taşıtlara kısa zamanda alışacağız.