Katma Değer Vergisi veya kısaca KDV, yapılan mal ve hizmet teslimlerinde, mal ve hizmeti teslim edenin ödediği ancak teslim alana yüklenen bir harcama vergisidir. Ülkemizde, 1.1.1985 tarihinde yani 37 yıl önce, vergi kaçağının önlenmesi amacıyla Özal hükümeti tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Oranı ise %1’den %18’e kadar değişmektedir. KDV’nin, temel mantığı yaratılan toplam katma değerin vergilendirilmesidir.
Uygulamanın başladığı ilk yıllarda alışverişlerde en çok sorulan soru “fiş almazsam kaça olur?” sorusuydu ve o tarihlerde sivil vergi memurları vatandaşların fiş alıp almadıklarını kontrol ederlerdi. Beraberinde vatandaşa fiş/fatura toplama imkanı sunuldu ve maaş alan herkes maaşı karşılığında tekel ürünleri hariç topladığı belgeleri devlete beyan eder ve devletten KDV iadesi alırdı. Bu uygulama 2007 tarihinde sona erdi ve AGİ (asgari geçim indirim) adıyla çalışanlara ödenmeye başlandı.
Bu yıl asgari ücrete getirilen vergiden arındırmayla beraber AGİ ödemeleri de iptal edilmiş olacak.
Vergiyi tamamen çalışana ödeten ve karşılığını da tam iade etmeyen bu sistem; 2022 başı itibariyle tamamen adaletsiz olacak. HER ALIŞVERİŞİN VERGİSİNİ ÜRETEN DEĞİL DE TÜKETEN Mİ ÖDEMELİ? Çalışan temsilcilerini, karar alıcıları ve hukukçuları bu süreci incelemeye ve düzeltmeye davet ediyorum.
Saygılarımla