AFETLERDE DİJİTAL TEKNOLOJİ

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), ilgili kurum ve kuruluşların afetin tüm aşamalarını dijital ortamdan yönetebileceği sistem hazırlamış. Adını da AYDES koymuş.

Afet öncesi hazırlık, afet anında müdahale ve afet sonrasında iyileştirme çalışmalarını yürüten kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonu sağlayan AFAD, afet yönetiminde dijital dönüşümü gerçekleştirmek için çalışma başlatmış.

Amaç, afetin tüm aşamalarının dijital ortamdan yönetilmesi ve kaynakların verimli kullanılması imiş. Akıllı harita altyapısına sahip sistem, ulusal afet yönetiminde ihtiyaç duyulan her türlü veri, bilgi ve kaynağın tek bir sistem ve ortak bir veri tabanında toplanmasına imkân sağlıyormuş. Bu sistem sayesinde ana çözüm ortağı tüm kurum ve kuruluşlar süreçleri yönetebilecekmiş.

AYDES kapsamında yapılan çalışmalar arasında, afet bölgesinden alınan görüntülerin otomatik olarak karar destek sistemlerine aktarılması, afet türüne özel iki ve üç boyutlu mekânsal analiz ve modellemelerin yapılması, afet öncesinde afet türüne göre tehlike ve risk haritalarının oluşturulması, tatbikatlarla muhtemel afetin yaratacağı etkinin tahmin edilmesi de mümkün olacakmış. Sistemin e-Devlet ile entegre çalışması da düşünülmüş. Müthiş.

Anlaşılan bu çalışma, olan olduktan, ölen öldükten sonra ne yapalım çalışması. Elbette bu da bir şey. Son depremde evleri yok olan insanların 2 sene sonra kışa konteynırda giriyor olması, konteynırlara elektrik faturası yollanması, banyo ve tuvalet sorunlarının kış ayları ile yine çileye dönüşecek olması, Türkiye’nin dört tarafından gönderilmiş yardım malzemelerinin birilerinin deposundan çıkması benzeri sorunlar dijital şekilde çözülecek.

Yanlış anlaşılmasın. Yapılan her çalışmaya saygımız var. Ne var ki pek çok süslü lafla sunulan bu tip çalışmaları desteklesek de, meselenin insan hatalarında ve uygulama zaaflarındaki sorunlar olduğu çok net. Ayrıca son Marmara depremi üzerinden 25 yıl geçti. Eğer 2 yılda 500 bin konut benzeri olmayacak duaya amin sözler verenler, bu 25 yılda her yıl 50 bin sağlam konut inşa edecek organizasyonlar, planlamalar yapabilse idi, 1 milyon 250 bin konut dönüştürülmüş olur, Depreme karşı en ciddi önlem alınmış olurdu. İnsanlar ölmez, milyarlarca lira zarara girilmezdi.

Yine de asla geç sayılmaz. Ülkenin ihtiyacı depremden sonra ne yapılacağından çok, depremden önce ne yapılacağı olmalıdır. Planlarımız bu yönde olmalıdır. Yerinde dönüşüm hatası ile hala fay hatları üzerinde inşaat yapmaktayız. Uygulama da görülen bu zafiyet, ne yazık ki yapılan diğer çalışmalara güven zafiyetine neden oluyor.