Afet bölgesinden göç edenlerin eğitiminde Fransız modeli

Fas’tan 1984 yılında iş aramak için Fransa’ya göç eden bir aile, bir Fransız şehri Toulouse’un, yoksulların yaşadığı bir mahallesine yerleşti. Altı çocuk babasıydı, bölgedeki en kötü eğitim geçmişine sahip okulların bulunduğu mahallede, sınırlı olan bütçesine uygun bir toplu konut yerleşiminde bir yer satın aldı. O yıllarda kentin bu bölgelerinde yaşayan ve çocukları o okullara giden göçmenler vardı, 21. yüzyıl Fransa’sında bu bir ayrımcılıktı.

2017 yılına gelindiğinde bölgenin yerel yetkilileri o okulları kapattı ve onların yerine, eğitimde eşitliğin yeniden şekillenmesini sağlamak için anılan okullarda eğitim gören 1140 öğrenciyi şehir merkezindeki yüksek başarı gösteren okullara taşıdı.

Programın geliştirilmesi için çalışan uzmanlar, “Toulouse’da yüzde 90 göçmen nüfusa sahip ilçeler var, halk çok fakir, yeni fırsatların yaratılması zaman alacaktır ama orada yaşayan çocukların hayatta başarılı olmaya hakları var” diyorlar ve kolları sıvıyorlar, çocukları eğitimde başarısı kanıtlanmış okullara yerleştiriyorlar.

Bu programın uygulanması için 56 milyon euro tutarında bir projeyi uygulamaya sokuyorlar. Bu proje kapsamında 11 ile 15 yaş arasındaki öğrencilerin, bir saatten az süren yolculuklarla şehir merkezindeki bir düzine farklı okula ücretsiz götürülmesini sağlıyorlar. Okul müdürleri ve öğretmenler, ulaşım ve çocukların giyim, yiyecek gibi yaşam gereksinimlerini kolaylaştırmaya ve velilerin sorunlarıyla ilgilenmeye destek veren çalışma grupları oluşturuyorlar. Bu grupların yakın çalışmaları göçen ailelerin yeni yaşam ortamlarına uyum sağlamalarını kolaylaştırıyor.

Beş yıl sonra bu öğrenciler ve aileleri üzerinde yapılan test sonuçları dikkate değer görüntüler veriyor. Otobüs programı başlamadan önce, üç sitede yaşayan öğrencilerin okulu bırakma oranı yüze 50 iken, programın uygulanmasıyla bu oran yüzde 6’nın altına düşüyor ve de öğrencilerin başarı oranı da yüzde 15 artıyor. Bu öğrencilerin eğitim düzenine uyumu, başarılı olmaları, okuldaki varlıklı ailelerin çocuklarını başka özel okullara kaydırmasına yol açacağına yönelik korkuları da yatıştırıyor.

Evet, yaşadığımız felaketin büyüklüğü karşısında eğitimi düşünmek belki uygun olmuyor, zira o bölgemizde yaşayan vatandaşlarımızın acıları o kadar derin ki, içinde yaşadıkları felaket o kadar büyük ki, çocuklarının eğitimini düşünmeye halleri yok ama bu felaketi yaşamamış olanlar ve kentlerimizi ve ülkemizi yönetenlerin onların bu sorunlarını da çözme sorumluluğu var.

İşte bu nedenle, Fransa’daki bu uygulamayı, deprem bölgemizden sağ kurtulan ve fakat varlıklarını kaybetmeleri nedeniyle yoksullaşan ailelerimizin, göç etmek zorunda kalacakları yeni kentlerdeki yaşama ayak uydurmalarında, önemli bir bölüm olarak önlerine dikilecek, çocuklarının eğitimi konusunda bir kapı aralar umuduyla sizlerin ve karar vericilerin bilgilerine aktardım.

Deprem bölgesinden göç alacak kentlerimizin yönetimleri, göçen ailelerin yaşam koşulları içinde önemli bir yere sahip olacak çocukların eğitiminde Fransa modelini uygulamaya sokabilirler, çocukların o kentlerdeki kaliteli eğitim veren okullarına devam etmelerini sağlayabilirler. Depremin yaşamlarında büyük yaralar açtığı göçer ailelerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi içinde önemli yere sahip olacak çocukların eğitiminde sağlam köşe taşlarını yerleştirebilirler…