40 paralık adamlar

Toplumumuzda çok kullanılan bir söz­dür: “Kaç paralık adam ki? “ Eskiden öğrenciler de parayla değerlendirilirmiş ve onlara “40 paralık adamlar” denirmiş. Neden 10, 20, 30 değil de 40 paralık denildi­ğine gelince…

1924 yılının Kasım ayı, İstanbul’da tramvay şehir içi ulaşımı, Konstantinapol isimli bir Belçika şirke­tine ait. Cumhuriyet kurulduktan sonra yabancı şir­ketlerle masaya oturulmuş ve sözleşmeye bazı şartlar konmuş. Bu şartlardan birine göre öğrenciler kimliklerini göstermek şartıyla yarı fiyatına tram­vaya binecekti. Belçika şirketi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tüm şartlarını kabul etmiş.

Tramvayda tam bilet 80 para, öğrenci 40 paraydı. Ancak Osmanlı Dönemi’nde her istediği yapılan Belçika şirketi sorun çıkarıyordu. Öğ­rencilerden de tam bilet pa­rası, yani 80 para istiyordu. 15 Kasım 1924’te Tıp Fakültesi öğrencileri örgütlendi. İstan­bul’un tüm duraklarında tramvaya binecekler ve 40 para ödeyeceklerdi. Harbiye Durağı’ndan binen bir grup öğrenci 40 para verince biletçi kabul etmedi ve tramvayda olaylar çıktı. Kav­ganın büyümesi üzerine vatman tramvayı dur­durdu. Olay yerine yetişen şirket işçileri ile öğrenciler arasında arbede yaşandı. Yoldan geçen bazı vatandaşlar da hakkını arayan öğrencilere tepki gösteriyordu.

“Ne olacak, bunlar 40 paralık adamlar!” Bir anda iki el silah sesi duyuldu ve iki öğrenci vurula­rak yaralandı. Silahı ateşleyen polis Harbiye Karako­lu’na sığınarak linçten zor kurtuldu. Ertesi gün İs­tanbul’daki tüm üniversite öğrencileri ayaklanmıştı. Belçika şirketinin Beyoğlu’ndaki Metro Han’da bulu­nan merkezini basıp her şeyi talan ettiler. Şirket yet­kilileri canlarını zor kurtarıp Sirkeci’de bulunan Sansaryan Han’daki İstanbul Emniyet Müdürlü­ğü’ne sığındı. Polisin ve şirket yetkililerinin tüm giri­şimlerine ve sözlerine rağmen, olaylar 3-4 gün yatışmadı. Sonunda 21 Kasım 1924’te Konstantinapol Şirketi pes etti. Artık öğrenciler her yerde tramvaya 40 paraya bi­necekti. Cumhuriyet’in ilk toplu öğrenci eylemi başa­rıyla sonuçlanmıştı. İki öğ­renciyi yaralayan polis memuru Hüseyin Efendi ise, “Silahım kendiliğinden ateş aldı” deyince, hapisten kur­tuldu ama meslekten el çekti­rildi.

BUGÜN ÖĞRENCİLER; TOPLU ULAŞIM ARAÇLARINA, 1924 YILINDAKİ O “40 PARALIK ADAMLAR” SAYESİNDE YARIM BİLETLE BİNİYORLAR…

Öte yandan, bugün, beş para etmeyecek bazı insanlar hak ettiklerinden daha fazla bir ko­numa gelmek için ellerinden geleni yapıyor. Söylemleri ile eylemleri tutmayan böyle kişilere itibar etmemenizi, değer vermemenizi ve uzak durmanızı naçizane salık veririm.

Sayglarımla.