Yaratıcılık ve inovasyonun insanlık için önemini vurgulamak ve bu konulara olan farkındalığı arttırmak amacıyla Birleşmiş Milletler 2002 yılından itibaren 21 Nisan’ı Dünya Yaratıcılık ve İnovasyon Günü, aynı haftayı da Dünya Yaratıcılık ve İnovasyon Haftası olarak belirlemiştir.
Öncelikle herkesin farkındalığının arttırılmasının amaçlandığı bu gün ve haftanın tanımında geçen yaratıcılık ve inovasyon kelimelerinin anlamlarını açıklamakta fayda var.
Türk Dil Kurumu (TDK)’na göre yaratıcılık, yaratıcı olma durumu, yaratma yeteneği, her bireyde var olduğu kabul edilen, bir şeyi yaratmaya iten farazi yatkınlık olarak, farklı bir tanım ile ise bir bireyin var olan bilgileri birleştirerek veya tamamen yeni ve faydalı fikirler üretebilme yeteneğidir.
Yaratıcılık, insanları diğer canlılardan ayıran ve doğuştan hepimizin sahip olduğu bir yetenektir. Genel olarak tasarımcılar, ressamlar, müzisyenler, sanatçılar, şairler, yazarlar, mimarlar, … yaratıcı olarak tanımlanır.
Hepimiz bu yeteneğe doğuştan sahip olduğumuza göre neden biz sadece bu grupları yaratıcı olarak tanımlarız?
1968 yılında NASA, yaratıcı mühendis ve bilim insanlarını seçebilmek için Dr. George Land’ten bir yaratıcılık testi geliştirmesini istemiş. Dr. Land geliştirmiş olduğu bu testi yaşları 3-5 yaş arasında değişen 1600 çocukta yapmış ve daha sonra aynı çocuklar 10 yaş ve 15 yaşındayken tekrarlamış. Çıkan sonuçlar ise oldukça dramatik; 5 ile 10 yaş arasında yaratıcılık %68, 10 ile 15 yaş arasında ise %18 ve 10 yıl içindeki düşüş ise %86. Yetişkinlerin ise sadece %2’si yaratıcı. Çocuklarımızın küçükken sordukları “neden?” sorularını hatırlayın. Sürekli her cevabın arkasından gelen yeni bir Neden? sorusu. Bu merak, onların yaratıcılıklarının bu kadar yüksek olmasını açıklıyor.
98% (5 yaş)
30% (10 yaş)
12% (15 yaş)
2% (280,000 yetişkin)
Neden yaş ilerledikçe yaratıcılık düşüyor? Yapılan araştırmalara göre yaş ilerledikçe aile, arkadaş, iş etkileşimleri ve deneyimle birlikte neyi yapmamız neyi yapmamız konusunda bilinçaltımıza kodlamalar yapıyoruz. Bu kodlamalar ile birlikte karşımıza çıkan yeni problem veya olguda bu kodlamalarımızdaki öğrendiklerimiz çağırıp çözümler geliştiriyor veya davranış sergiliyoruz. Bu durum bizim farklı düşünmemizi merak etmemizi engelliyor ve zamanla yaratıcığımız çok hızlı bir şekilde düşüyor. Prof. Dr. Sinan Canan’ın ifade ettiği gibi ‘konfor bizi çürütür beynimiz kullanmadıkça küçülüyor’. Yaratıcılığımızı tekrar keşfetmek için uzmanların önerileri ise; konfor alanımızdan çıkmaya cesaret ederek merak etmek, araştırmak, fikirlerini söylemekten kaçınmamak, hobiler edinmek, kitap okumak, farklı kişiler ile görüşmek, farklı konularla uğraşmak, vb…
Eğitim sisteminin yaratıcılığı arttırıcı faaliyetlerle desteklenmesi doğduğumuzdan itibaren var olan bu yeteneğimizi kaybetmememiz açısından önemlidir. Sadece STEM (Science- Bilim, Technology-Teknoloji, Engineering-Mühendislik, Mathematics-Matematik) alanlarına değil drama, sanat, müzik resim gibi derslere de önem verilmesi yaratıcılığın korunması anlamında önemi yüksektir.
Şirketlerde yaratıcı fikirlerin ortaya çıkması için; hatayı kabul eden, hatalardan ders alarak gelişmeye katkı sunan, işbirliğine açık, fikirlerin rahatça ifade edilebileceği, saçmalamaktan korkulmayacağı, teşvik edici mekanizmaların sunulduğu ortamlara dönüşmesi önemlidir.
Coca Cola CEO’su James Qinsey’in dediği gibi ‘Eğer hata yapmıyorsak yeterince çaba göstermemişiz demektir’.
Google gibi firmaların kullandığı gibi 70-20-10 kuralı (çalışma zamanımızın %70’i var olan işimize, %20 bu işimizle ilgili yeniliklere kalan %10 ise tamamen yeni fikirler ile geçirmek) yaratıcı fikirlerin gelişmesine katkı sunuyor.
TDK’ya göre inovasyon ise yenileşim olarak tanımlanır. İnovasyon, Oslo Klavuzu ve yeni yayınlanan TS EN ISO 56000 İnovasyon Yönetimi-Temel bilgiler ve sözlük standartlarında geniş anlamları olmakla birlikte var olan bilginin bir değere dönüşmesidir. Burada değer ifadesi sadece ticari değer değil sosyal değeri de kapsamaktadır. Dönüşüm ise yeni veya geliştirilmiş ürün, hizmet, proses, pazarlama, organizasyon, iş modeli, olabilir. İnovasyon, düşük oranda tesadüfen (3M post it örneğinde olduğu gibi) ve genelde problemin çözüm ihtiyacı sonrasında çıkar.
Problemden yaratıcı fikirlere, fikirlerden inovasyona giden yolda ülkemizin de inovatif ürünler, hizmetler, üretmesini/geliştirmesini, Amerika, Güney Kore gibi ülkelerin olduğu gibi değeri yüksek markalarımızın olmasını ve ülkemizden nice Dr. Canan Dağdevirenler, Prof. Dr. Özlem Türeciler çıkmasını diliyorum.
Sevgilerimle